Ölümlü hikâyeler ve Taraf

kurtulustayiz tarafından

Kurtuluş Tayiz DAR KAPI 18.12.2012
Kurtuluş Tayiz
Ölümlü hikâyeleri sevmiyorum.

Kişilerle başlayan ve o kişilerle son bulan hikâyeleri de.

Bu, dramdan hoşlanmadığım için değil.

Geleceği sınırladığı için, böyle düşünüyorum.

Hayata sınır koyduğu için.

Yaşamın önüne bentler çektiği için.

Ahmet Altan’la Taraf, muhteşem bir beş yıl geçirdi.

Okuyucu için Taraf, toplumsal ve siyasal hayatımızın esrarlı, heyecan dolu hikâyesi oldu.

Devletin derin katlarına Taraf ışık tuttu.

Ankara’nın dehlizlerini Taraf’la keşfettik.

“Kutsal devlet”, “kutsal ordu” ve “kutsal düşman” yalanını Taraf yıktı.

Toplumu ve tek tek bireyleri dahi kuşatan askerî vesayet sistemi, Taraf’ın katkılarıyla geriletildi.

Yanlış anlaşılmasın; tarihi Taraf’la başlatıp, Taraf’la bitirmiyorum. Bu çok abartılı olur.


Taraf
’ın cesur yayıncılığını ülkenin toplumsal ve siyasal dinamikleri belirledi.

Toplum, kendisine giydirilen deli gömleğini üzerinden söküp atma kararlılığını göstermese, bu güçlü istek siyasette bir karşılık bulmasa Taraf’ın yayınları belki de bu derece etkili olamazdı.

Toplumsal ve siyasal gerçeklikten kopuk bir aklın, cesaretin, özgür ifade gücünün, gözüpekliğin her zaman işe yaradığı söylenemez.

Bunun hayatta bir karşılığının olması da gerekiyor.


Taraf
 çok iyi bir zamanda ve çok isabetli isimlerle yayın hayatına başladı.

Ahmet Altan, Alev Er, Yasemin Çongar, Neşe Düzel ve daha nice gazeteci, yazar, çalışan Taraf’a maddi ve manevi olarak ruh verdi.

Haber ve yazılarıyla Taraf, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin en çok ses getiren gazetesi oldu. Hem bütçesi hem de kadrosuyla çok sınırlı olanaklara rağmen, Taraf bunu başardı.

Ama bugün…

Maalesef…

Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın gazeteden ayrılması nedeniyle basında Taraf’ın “bittiği” yorumlarından geçilmiyor.

Hem de çok kesin, çokbilmiş ifadelerle.


Taraf
 son beş yıldır hep kapanma riskiyle yaşadı, ama “bitme” endişesini hiç yaşamadı.

Bir gazetenin kapanması her zaman ihtimal dâhilindedir.

Gazete çıkarmak büyük bir bütçe gerektirir.

Gün gelir gazete patronunun artık bunu desteklemeye gücü de yetmeyebilir.


Taraf
, ekonomik imkânsızlıklardan dolayı kapanabilir, ama Taraf “bitmez”.


Taraf
’ın “bittiğini” ilan eden yazarların kusura bakmasınlar gerçekle bağlarının pek sağlam olmadığını düşünüyorum.

Bu iddia hayatı, ülkenin potansiyellerini fazlasıyla gözardı ediyor.

Geçiş dönemi Türkiye’sinin sadece bu Taraf’a değil, birkaç Taraf gazetesine daha ihtiyacı var.

Dünün Türkiye’sinin Taraf’ın varlığına duyduğu ihtiyaçtan daha fazlasına bugünün Türkiye’si ihtiyaç duyuyor.

Dün eski sistemin efendilerini eleştiren Taraf’ın, bugün ve yarın, yeni sistemin efendilerini eleştirmekten kaçınacağını iddia etmek peşin hüküm vermek olur ki, bu da geride kalanlara haksızlık etmek olur.

Bu gazeteye düşmanca duygularla yaklaşan kalemlere değil elbette sözüm; onlar kendilerini eski devletin sahibi sanıyorlardı. Seçkin bir cemaatin üyeleri gibiydiler. Ve bu düzenin sonsuza kadar sürmesini umuyorlardı. Taraf’a olan tepkileri, vesayet rejimiyle birlikte tüm ayrıcalıklarını yitirmiş olmanın verdiği hayal kırıklığı ve öfkeden kaynaklanıyor.

Sözüm Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın ayrılmasının ardından Taraf’a bugüne kadar büyük emek veren ama yaşanan bu ayrılıklar üzerine Taraf’ı bırakan yazarlarımıza…

Elbette ayrılan yazarlarımızın kararlarına sonsuz saygı duyuyorum. Buna bir itirazım yok. Çoğunun “Taraf bitti” diye geride bıraktıkları satırlara ya da son sözlerine itirazım var.

Bu kadar acımasız olmayın.

Bu kadar çokbilmiş olmayın.

Kendinden sonrasını “bitirmek” o kadar “saygılı” bir gidiş veya terk ediş değildir.

“Başlangıçlar” ve “bitişler” belirleme kudretinde değiliz hiçbirimiz.

Bunlar kendimize fazlaca “nitelik” atfetmek olur.


Taraf
 yoluna devam ediyor.

Zaten böyle olması gerekiyor.

Yani hikâye bitmedi.

Ahmet Altanlı, Yasemin Çongarlı “muhteşem bir beş yıl”ın gölgesinde kalmayı bile bile, seve seve bu macera devam edecek.
kurtulustayiz@gmail.com